Şirince Gezi Rehberi

Doğası ve mimari dokusuyla eşsiz bir Ege köyü. Şirince’de yaşam çok küçük, çok sakin, çok sade ama çok renkli. Meşhur meyveli şarapları, yüzlerce yıllık tarihinin anılarını sokaklarında barındıran ve özlenen köy yaşamıyla Çirkince’den şirinleşmiş Şirince Köyü.

İzmir’den günübirlik gelip gezmek için Şirince Köyü’ne gelebilirsiniz. Şirince Köyü’ne gitmeden önce bu yazıda Şirince’de ne yapılır, Şirince’de ne yenir, Şirince’nin tarihi ve Şirince Köyü gezilecek yerleri hakkında tüm detaylara ulaşacaksınız.

Şirince Köyü Hakkında

Şirince, İzmir’in Selçuk ilçesinde, tarihi mimarisini başarıyla korunmuş turistik bir köy. İlk adı Kırkınca’nın efsanevi bir çağda kendini dağlara vuran kırk kişiye atfen verildiği rivayetler arasında. Rum telaffuzunda Kirkice, Kirkince ve Çirkince gibi adlar almış, Cumhuriyet’in ilk yıllarında dönemin İzmir valisi Kazım Dirik’in talimatıyla Şirince şeklinde resmileştirilmiş. 19. yüzyılda 1800 haneli bir Rum kasabası iken 1923’te Türkiye-Yunanistan arasındaki nüfus mübadelesi sonucu Rumlar köyden ayrılmış. Köylüler bağ, incir ve zeytincilik ile geçinirken Şirince’nin popülerliği artmasıyla turizm de köylülere katkı sağlar olmuş. Bağcılık ve zeytinciliğin yanı sıra, şeftali, incir, elma, ceviz ve kiraz da yetiştiriliyor. Şirince yolu üzerinde güzelim meyve ağaçlarının arasından virajlardan döne döne varacaksınız Şirince’ye.

İzmir’den Şirince’ye Nasıl Gidilir?

• İzmir-Şirince arası 90 km olup özel araç ile İzmir – Aydın otoyolunu kullanarak yaklaşık 1 saat 15 dakikada ulaşabilirsiniz.
• İzmir Gaziemir Tansaş’ın önünden yarım saatte bir geçen Selçuk minibüsleriyle yaklaşık bir saatlik yolculuğun ardından Selçuk’a ulaşıyorsunuz. Selçuk garajından hemen indiğiniz Şirince minibüslerine binip 10 dakikalık yolculuğunun ardından sonra Şirince’ye varabilirsiniz.
• İzmir Basmane tren garından Basmane-Selçuk treni ile de gidebilirsiniz. Selçuk’tan Selçuk-Şirince minibüsleri için 10 dakika gara yürüdükten sonra minibüsle ulaşabilirsiniz.

Şirince’de Yapılması Gerekenler

• Şirince’nin meşhur meyveli şaraplarını yerinde tatmadan dönmek olmaz.
• Simyacı el sanatları atölyesine uğrayıp yumurta sanatının eşsiz eserlerini görebilirsiniz, hediyelik keçeler ve çeşitli kolyeler alabilirsiniz.
• Şirince’nin sokaklarında istemeyeceğiniz kadar hediyelikler var; magnetler, altlıklar, kupalar.
• Beyaz badanalı köy evlerine karşı zengin bir köy sofrası ile güne başlayın. Köylü teyzelerin elinden otlu gözlemenin lezzetine varın.
• Köy halkının ev yapımı tarhanalarından salçalarından, topladıkları dağ kekiklerinden alabilirsiniz.
• Köylü teyzelerin el emeklerinden alabilirsiniz. İğne oyalı örtüler, seramikler, deri masklar, ipek şallar…
• Aziz John Baptist Kilisesi, Şirince Köyü’nün ikonik simgeleri arasında, görmeden dönmeyin.

Masal köyü Şirince’ye çıktığınızda Artemis Restoran ve Şarapevi’ni göreceksiniz. Kuruluşu M.S. 5. yüzyıla dayanan bu eski Rum köyündeki restoranın yapılış tarihi 1849 olarak tahmin ediliyor. Zamanında ilkokul olarak kullanılmış.

1996’dan bu yana yöresel yemekleri, özel üretim şaraplarıyla Şirince’nin sevenlerinin uğrak mekanı olmayı başarmış. İki yamaca yayılmış taş evleri, bağları, bahçeleri, ballı yemişler veren incir ağaçlarını karşısına almış olan Şirince Artemis Restoran, 200 yıllık dev çam ağaçlarının gölgesinde misafirlerini ağırlıyor. Sizlere de meyveli şarabınızı yudumlayarak güneşi batırmak kalıyor.

Yunanlı yazar Dido Sotiruyu; “Benden selam söyle Anadolu’ya” adlı eserinde ‘Şu yeryüzünde cennet diye bir yer varsa, bizim Kırkınca (Şirince) o cennetin bir parçası olsa gerek” diye boşuna söylememiş.

St. John Baptist Kilisesi, Şirince’de ayakta kalan iki kiliseden biri. 15. yüzyılda inşa edilmiş, şimdilerde ise restorasyon çalışmalarıyla kendine yeni bir sayfa açmaya hazırlanıyor. Hz. İsa’nın arkadaşı St. John, Hz. İsa çarmıha gerilmeden önce annesini St. John’a teslim etmiş. St. John, İsa’nın çarmıha gerilişinden sonra Meryem Ana’nın Kudüs’te kalmasını sakıncalı bulduğundan onu yanına alarak Kudüs’ten kaçırmış ve şimdiki Selçuk’a getirmiş. Meryem’i putperestlerin diyarına sokmak istemediğinden onu Bülbül Dağı eteklerinde sık ağaçlarla kaplı bir köşede yaptığı kulübede gizlemiş.

St. John’un her gün gizli gizli onu ziyarete gittiği ve yiyecek içecek götürerek yokladığı söylentiler arasında. Meryem Ana tam 101 yaşına kadar Bülbül Dağı’ndaki bu yerde yaşamış ve burada hayata gözlerini yummuş. Hristiyanlığın yayılmasından sonra Meryem Ana’nın bulunduğu yere Hristiyanlarca “Haç” şeklinde bir kilise inşa edilmiştir. Bu ev de papalık tarafından 1967 yılında Hristiyanlığın kutsal bir yeri olarak ilan edilmiş.

Şirince şaraplarını duymayanımız kalmamıştır herhalde. Şaraba yeni bir lezzet getiren meyveli şaraplar Şirince’nin olmazsa olmazları arasında. Burada sayısız şarap evi var ama ben Kaplankaya şaraplarını tercih ediyorum. Çilek, şeftali, ayva, kavun, mandalina, karadut, böğürtlen ve vişne seçeneklerinden başka özel şarapları da bulunuyor. Benim favorim ise böğürtlen ile şeftali.

Egeli eski Rum köyü Şirince, Çirkince’den şirinleşmiş, turist sever Şirince. Köylü teyzelerin elleriyle yapılan gözlemeleri, minik minik hediyelikleri ve meyveli şarapları ile herkesin gönlünü kazanmış huzur veren Şirince’ye umarım yolunuz bir şekilde bir gün düşer.

Seyahatlerimle ilgili paylaşımlarımı Facebook ve Instagram hesaplarımdan takip edebilirsiniz.