İstanbul’dan sıkıldığımızda, doğaya özlem duyduğumuzda hepimizin kaçacak bir noktası var. Benim için en pratik kaçış vapura atlayıp Adalar’a gitmek. İstanbul’dan fazla uzaklaşmadan, bazen günübirlik bazen de hafta sonu kalarak doğanın ve denizin keyfini çıkarıp kendimi yenilenmiş hissediyorum. Adalar’da hayat bir başka, sakinlik, huzur ve doğallık hepsi bir arada. Bu yazıda sizler için kapsamlı bir Burgazada Gezi Rehberi hazırladım. Lafı daha fazla uzatmadan Burgazada’da gezilecek yerleri anlatmaya başlıyorum.
Burgazada Hakkında Bilgiler
Bizans İmparatorluğu zamanında prenslerin ve imparatorların sürgün yeri olarak kullanılan adalar, Prens Adaları olarak anılmaya başlamış. Büyükada ve Heybeliada’dan sonra adaların en büyük üçüncü adası Burgazada. Eski çağlarda Antigoni, bir dönem “güvenli liman” anlamındaki “Panormos” olarak anılmış Burgazada. Büyük İskender’in generali Antigone, adanın tepesine büyük bir kale yaptırmış, sonrasında Yunanca kale anlamına gelen Burgaz (Pyrgos) adını almış.
Osmanlı döneminde balıkçılıkla uğraşan insanların yaşadığı Adalar, 1800’lerin ortasında Büyükada-İstanbul arasında vapur seferlerinin başlaması ile değişime uğramış. Adalara yazlık evler yapılmaya başlanmış ve İstanbul’un en gözde tatil yerlerinden biri olmuş. Bu dönemde Adalara ilk yerleşenler yazarlar ve sanatçılar olmuş. Daha sonra Rumlar, Ermeniler ve Yahudiler de yazlık evler yaptırarak adaya yerleşmişler.
Burgazada’da tarihi evlerle süslü güzel sokaklarında yürüyüş yaparak adayı gezmeye başlayabilirsiniz. Yazının devamında bahsedeceğim Burgazada’da gezilecek yerler kısmındaki noktaları da mutlaka görmenizi tavsiye ederim. Burgazada yapılacaklar listenizde mutlaka sahil boyunca Gezinti Yolu üzerinden yürüyüp, adanın en güzel caddesi olan Gönüllü Caddesi üzerindeki köşkleri uzaktan izlemek olmalı. Bununla birlikte Burgazada iskelesinin çevresinde tarihi ve görülecek yerleri arasında adanın merkezinde bulunan cami, kubbeli kilise ve Sait Faik Abasıyanık Müzesi başta geliyor. Ayrıca 1928’de kurulan ve Türkiye’nin en eski sanatoryumlarından biri olan Burgaz Adası Sanatoryumu’nun kalıntılarını şu anda Pyrgos Otel’in bulunduğu noktadan görülebiliyor.
Burgazada’da gezilecek yerlerin yanı sıra Burgazada restoranları ve kafeleri için Burgazada yemek önerilerimi paylaştığım Burgazada Yeme İçme Önerileri yazısına göz atmak isteyenler için eklemiş olayım.
İstanbul’da Hangi Adaya Gitmeli?
İstanbul Adaları konusunda Burgazada mı, Kınalıada mı yoksa Heybeliada mı diye genel bir tartışma hakkında da yeri gelmişken fikrimi açıklayayım, belki sizin karar vermenizde yardımcı olurum. Büyükada, bu adalar arasında daha kalabalık ve gelişmiş olduğu için zaten ayrı bir alanda değerlendirilmeli. Eğer daha önce Büyükada’ya gittiyseniz Burgazada, Heybeliada ya da Kınalıada’ya gitme zamanınız gelmiştir. Heybeliada; Büyükada’ya göre daha sakin, Burgazada’ya göre biraz daha gelişmiş, aslında ufak Büyükada gibi diyebilirim. Dolayısıyla Büyükada’da köşkler çok sayıda, yazlık ev tarzı yapılar daha az ve yeme-içme açısında çeşitlilik bulabileceğiniz bir ada.
Burgazada ve Kınalıada diğer adalara göre ciddi anlamda daha sakin. Bu iki ada Büyükada’ya göre daha az gelişmiş, yazlık evlerin çok sayıda olduğu, köşklerin daha az sayıda korunabildiği, ada kültürünü biraz daha fazla hissettiren yerler. Mesela Burgazada’da mekan açısından yine sorun yaşamazsınız, oturacak keyifli bir yer bulursunuz ama Kınalıada bu konuda daha bakir kalmış bir ada. Eğer Adalar’a erkenden geleceksiniz ve günü verimli değerlendirirseniz tek bir günde Heybeliada ve Burgazada’yı ya da Burgazada ve Kınalıada’yı görebilirsiniz.
Burgazada’dan Heybeliada’ya geçecekseniz Heybeliada’da Gezilecek Yerler yazım size rehber olabilir. Ayrıca alternatif olarak Büyükada planınızda varsa Büyükada Gezi Rehberi yazısı da size çok faydalı olacak.
Burgazada’ya Nasıl Gidilir?
İstanbul’un her iki yakasından da kısa bir vapur yolculuğuyla ulaşılabileceğiniz Burgazada’ya Bostancı, Kadıköy, Kartal ve Kabataş’tan vapur ve motor seferleri sıklıkla düzenleniyor. Anadolu Yakası’ndan yarım saat ve Avrupa Yakası’ndan yaklaşık bir saat içinde ulaşabilirsiniz. Martılara atılan simitler, denize doğru sarkıtılan ayaklar ve dalgaları izlerken yudumlayacağınız çay ile keyifli bir vapur yolculuğu yaparak Burgazada’ya geldiniz. Şimdi haritanızı açın, Burgazada’da gezilecek yerler için önerdiğim yerleri keşfetme zamanı!
Burgazada Gezilecek Yerler
Sait Faik Abasıyanık Müzesi
Çağdaş Türk edebiyatının önemli yazarlarından Sait Faik Abasıyanık’ın 1906-1954 yılları arasında yaşadığı evi ölümünden sonra annesinin isteği ile müzeye dönüştürülmüş. Öykülerinde bahsi geçen balıklar, martılar, yaz meltemi, tül şapkalı Rum kadınları aslında Burgazada’nın etkileriyle hikayelerine konu olmuş. Ada ile bütünleşen Sait Faik’in müzesinde yazarın yaşamından parçalar göreceksiniz. Ayrıca Abasıyanık’ın eşyaları, fotoğrafları, mektupları, eserleri ve hatıraları sergileniyor. Müzeyi Pazar, Pazartesi ve Salı günleri hariç 11.00-17.00 arasında ücretsiz olarak gezebilirsiniz. Sadece burayı gezmek için bile adaya gelinir.
Aya Yani Kilisesi
Aya Yani Kilisesi, Burgazada’nın en dikkat çeken tarihi yapılarından biri. Rum Ortodoks kilisesi Vaftizci Yahya’ya adandığı için Yahya Peygamber Kilisesi olarak da bilinen kilise 822 yılında adaya sürgüne gönderilen Aziz Methodios tarafından yapılmış. Methodios, İmparator II. Michael’in kararına karşı çıktığı için kilisenin altındaki mahzende 7 yıl hapsedilmiş. Yıllarca işkence edilen Methodios, imparatorun ölümü ve imparatorun oğlunun onu affetmesiyle özgürlüğüne kavuşmuş. Kilise yıllar içinde depremlerden zarar görmüş, onarımlar yapılmış. Bugünkü yapısına 1800’lerin son yıllarında ulaşmış. Methodios’un yıllar boyu kaldığı o zindan kilisenin altında hala bulunuyor. Günümüzde Burgazada’da yaşayan, sayısı çok azalmış. Bu sebeple Rumlar’ın kullandığı bu kilise sadece pazar günleri yapılan ayin günlerinde ziyarete açılıyor.
Aya Yorgi Garibi Manastırı
Adanın en renkli caddesi olan Gönüllü caddesi üzerinde bulunan Aya Yorgi Garibi Manastırı’nın bahçesindeki çanı, minik avlusu ve mavi-beyaza boyanmış renkleri ile yol üzerinde gözünüze çarpacak. Aziz Georgios Karyptis Rum Ortodoks Manastırı olarak da bilinen yapı iki katlı olup, ilk olarak Bizans döneminde yapıldığı düşünülse de 17. yüzyılın ikinci yarısında yapıldığı tahmin ediliyor. Günümüzdeki Ortaçağ Bizans mimarisinin özelliklerini taşıyan kilise Simeon Sinyosoğlu tarafından 1897 yılında yapılmış. Aya Yorgi Garibi Manastırı, Pazartesi ve Cuma günleri kapalı. Eğer denk gelebilirseniz manastırın zangocu Yorgo Güller ile tanışıp sohbet edebilirsiniz.
Madam Martha Koyu
Burgazada’da denize girilecek en güzel plajı Madam Martha Koyu adını hüzünlü bir hikayeden almış. Mısır asıllı Hristiyan Madam Martha, Osmanlı Bankası’ndan müdür olan babasının işi sebebiyle çocukken İstanbul’a yerleşmiş. Türkiye’nin ilk balerinlerinden Martha, evlenince Burgazada’ya yerleşmiş. Gerçek bir doğa ve deniz aşığı Madam Martha’nın evi aslında Aya Nikola meydanındaymış ama vaktinin çoğunu bu koydaki eski bir kulübede geçirirmiş. Yüzmeyi çok seven Martha, yaz kış çırılçıplak bu koyda yüzermiş. O zamanlara göre biraz farklı bir yaşamı olan Martha; saçlarına bandana, bileğine tahta bilezikler, kulağına kocaman halka küpeler takar, ayak bileğini halhallarla süslermiş.
Fakat kendisinin renkli ve marjinal duruşu ada sakinleri tarafından konuşulur olmuş. Artık ne kadar kırıcı şekilde Martha hakkında konuşmuşlar ki bir gün bu dedikodulara dayanamayıp “artık rahat edersiniz” notunu bırakarak intihar etmiş. Daha sonra Martha’nın sevenleri tarafından adını yaşatmak için koya adı verilmiş. Denize girmek için buraya gelmeseniz bile benim gibi termosunuzda çayınızı kahvenizi hazılayıp, yanına ufak atıştırmalıkları piknik çantanıza koyup sahilde kahvaltı keyfi yapabilirsiniz.
Burgazada Bayraktepe
Burgazada’nın tek tepesi Bayraktepe burada bulunan bir Bizans manastırı sebebiyle Hristo Manastırı olarak da biliniyor. 18. yüzyılın sonunda Hristo Manastırı terk edilmiş ve harabe haline gelmiş. Günümüzde eski manastır bölgesinin etrafına dağılmış, önceki yapılara ait kalıntıların yanı sıra, 19. yüzyılda yapılmış bir kilise kalmış. Burada etrafa yayılmış Bizans sütun başını da içeren bir dizi antik mimari kalıntısı da göreceksiniz. Adanın en yüksek noktasında yer aldığı için Hristo Tepesi’ne çıkmak biraz zor. Fakat yol boyunca göreceğiniz manzaralar ve tepede kızılçam ağaçlarının altında seyredeceğiniz manzaraya kesinlikle değer.
Burgazada’nın ara sokaklarından yokuş yukarı tırmandıkça Heybeliada ile arasında bulunan Kaşık Adası ve Heybeliada‘yı kuşbakışı izleyeceksiniz. Yukarı çıktığınızda Hristo Manastırı’nın bulunduğu alanda genişçe bir alan ağaçlarla kaplı olduğu için genellikle hafta sonları sandalyesini, piknik malzemesini alıp keyif yapmaya gelenler oluyor. Bence Burgazada’da mutlaka görmeniz gereken, manzarası ve keyfi çok başka bir yer. Ben de örtümü serip, gün boyu denizin sonsuz maviliğini izleyip huzur buldum. Etraftaki çam ağaçları, denizin sakinliği ile sanki Ege’deyim gibi hissettim.
Burgazada Plajları
Eğer yazın Burgazada’ya gelirseniz burada denize girebileceğiniz, sıcak yaz aylarında denizin keyfini çıkarabileceğiniz tertemiz koylar olduğu aklınızda bulunsun. İstanbul’da denize girilecek yerler arasında Burgazada plajları yakınlığı sebebiyle tercih ediliyor. Örneğin Adalar’a denize girmek için gelenler genellikle popülerliği sebebiyle Büyükada ve Heybeliada’yı tercih ettiği için Burgazada plajları diğer adalara göre daha sakin oluyor. Eğer sizde sakinlik arayışındaysanız, Burgazada plaj ve koyları tam size göre. İşte Burgazada’nın en güzel plajları!
Madam Martha Koyu
Burgazada’da denize girilecek en güzel plajı Madam Martha Koyu’ndan bahsetmiştim. Burgazada iskelesine sadece iki kilometre uzaklıktaki koy aynı zamanda bir dönem İstanbul’un en güzel kamp alanlarından biriymiş. Daha sonra Madam Martha Koyu’nda kamp yapmak yasaklanmış. Buna rağmen sahilin bir kısmında hala kamp yapanlar olduğunu gördüm. Plaj kısmında da denize girilecek geniş bir alan var, sahili biraz taşlık ama suyu Marmara Denizi’ne göre oldukça temiz. Burası doğal bir koy olduğu için etrafında market yok. Ancak koyda kamp yasaklanıp, özelleştirilmesinden sonra buraya bir işletme açılmış. Sahilde şezlong ve şemsiye hizmeti bulunuyor.
Burgazada Halk Plajı
Burgazada İskelesi’nden indiğinizde sol tarafınızda kalacak Burgazada Deniz Kulubü’ne doğru yürüdüğünüzde yaklaşık beş dakikada ulaşabileceğiniz, iskeleye en yakın plaj. Altı Numara Plajı olarak da geçen sahil taşlık, plaja girişi ücretsiz ama şemsiye ve şezlong kiralama imkanı var.
Düşler Sahili
Adanın en gizli koyu olan Düşler Sahili, Kınalıada manzaralı bir plaj. Burgazada Mezarlığı’ndan hemen sonraki koyda ufak bir tabela göreceksiniz. Oradan ağaçların arasından geçerek dar bir merdivenden aşağı inmeniz gerekiyor. Taşlık bir sahili var ama diğer koylara göre daha az bilindiği için sadece burayı bilenler geliyor. Az sayıda şezlong ile özel bir plaj havasında. Küçük bir işletme tarafından işletiliyor, giriş ve şezlong ücreti 25 TL alınıyor.
Kalpazankaya Sahili
İskeleden yürüyerek yarım saatte ulaşacağınız Kalpazankaya Sahili, yazının devamında bahsedeceğim adanın en güzel mekanlarından birinin olduğu yerde. Sahili taşlık, şezlong ve şemsiye hizmeti var. İsterseniz sahilin hemen üstünde Kalpazankaya Restoran’da birşeyler atıştırabilirsiniz.
Mimi Koyu
Deniz ile doğanın iç içe olduğu, Gezinti Yolu üzerinde bulunan Mimi Koyu Plajı’nda ufak bir işletme var. Burada yiyecek servisi, şezlong ve şemsiye kiralama hizmetlerinden yararlanabilirsiniz. Sahili yok, beton üzerine şezlong atıyorlar, ufak iskelesinden denize giriliyor. Bir sahilde tüm günümü geçireyim, yemek derdim olmasın diyorsanız burası tam size göre.
Çok faydalı bir yazı olmuş, hafta sonu hepsini değerlendireceğim.
Çok teşekkür ederim canım iyi tatiller 🙂
Dün burgazadaya gittik, bu yazi sayesinde cok keyifli vakit gecirdim. Ergun pastanesinin cilekli milföyüne bayildim, limonatasi da bir o kadar guzeldi ustelik fiyatlari da cok uygun. Sinem dondurmadan damla sakizli dondurma aldim hatta nerdeyse vapuru kaciriyorduk ama o kadar guzel anlatmissin ki denemeden olmazdi. Burgazadaya gidecekler gitmeden bu yaziyi mutlaka okuyun derim. Sen hep yaz Ege (:
Sevgili Dilan,
Şahane bir gün olmuş belli ki, çok mutlu oldum. Siz de gezmeye devam edin 🙂 çok sevgiler.
Ha ri ka bir yazı olmuş! En kısa zamanda adalara gidip önerdiğin yerleri gezeceğim Egeli 🙂
Teşekkür ederim Duygucum, bir gün de birlikte gideriz 🙂